Günlük koşturmacamızın içinde oradan oraya savrulurken hep kafamızın içindeki gürültüleri duyarız.
Otomobil sesleri, apartmandaki gürültü, , rüzgârın fısıltısı, genç kızımızın söylediği şarkı, telefonda şakır gibi arkadaşıyla konuşması, eşimizin kahkahası. Bütün bunları gerçekten duyabilmek için kafamızdaki o doğal olmayan sesler.
Gerçekte yaşamamız gereken hayat, gündelik streslerimizle başa çıkmaya çalışırken kaybolmak değil. Bizim yaşamayı hak ettiğimiz ama kendimize adeta yasakladığımız hayat, sevdiklerimize gerçekten zaman ayırdığımız, onlarla yaşadığımız her şeyin tadına varabildiğimiz, sevgiyi iliklerimize kadar hissettiğimiz hayattır.
Sahip olduğumuz değerlerin kıymetini o gereksiz seslere rağmen duyabilmek ama gerçekten duyabilmek, o sesi gittikçe duyulmaz hale getirecektir. O ses sustuğu anda aslında bizi ne kadar gereksiz yere meşgul edip üzdüğünü fark edeceğiz.
Hayatta bizi mutlu edecek o kadar çok şey var ki, olumsuzluklara odaklanmak yerine bunlara kanalize olsak hem biz hem çevremizdeki herkes daha mutlu olacak, mutluluğu gerçekten yaşayacağız. Çünkü mutluluk ve sevgi paylaşıldıkça çoğalır. Unutmayalım ki hepimizin sevgiye ihtiyacı var. Ve sevdiklerimize sevildiğini hissettirmek bizim görevimiz.
Gelin, gereksiz gürültülerden kurtulup duymamız gereken sesleri duyalım.