Ölüme olan korkudan her şeyi doğaya, kadere bağlıyoruz. Hesap sormasını göz ardı ediyoruz.
Doğa kanunu elbette vardır. Ağaçlar baharda yenileniyor mevsimler değişiyor vs vs. Oysa bizler yitirdiklerimiz ile gözyaşlarımızı akıtıyoruz yüreğimize. Hayat devam ediyor derler. Akıl ve bilimi göz ardı ediyoruz. Tatlı para kazançlarını aklın önüne korsanız dünya güzelliklerini o insanlara zehir edersiniz. Sanmayın ki bir gün hesap sorulmasın?
Bakın televizyonlara ilk aklımıza gelen ölüm haberleri. Yine bugün kaç kişiyi kaybettik gibi habere kilitleniyoruz. Bir takım cahil insan yüzünden bilinçsizce yapılan o evler enkaz haline gelince bu dünyadan bizleri sessiz sedasız terk edenlerin hayat hikâyesi hepimizi derinden incitir.
Zor geçecek olan bu süreç. Yıkıntılar arasından çıkarılan 7/70 o insanlarımız bundan sonraki duygularında elbette sarsıntı yaşayacaklardır.
Kendi adıma konuşuyorum! Ölümden niye korkayım. Bilmediğimiz şeyden neden korkalım? Vicdanı rahat olan insan hiçbir etkenden korkmaz.
Ama! O sahtekârlıkla yaptığın evlerin altında kalan masum insanların canına kıydıysan işte o zaman kork!
Şimdi bakın o bölgeye sokakta kalmış aileye yâda yalnız kalmış çocuğa kimin el uzatacağı bilinmez, hastaneye düşen insana kimin derman olacağı bilinmez. Çözüm üretemiyorsak, o zaman sana, bana, bizlere, topluma yazıklar olsun.
ŞEHRİBAN TEKCE´NİN KALEMİNDEN
Giderken uğra bizim eve
Toprak seni bende kokunu özledim
Sabah düşleri, akşam sevdalara
Karanlığın içinde gündüzleri özledim
x
Kimse bilmez ki ahvalim
Şans vermez ki dizlerim
Ha gayret! Yürü yürü derim
Karanlığın içinde gündüzleri özledim
x
Her gecenin ardından gün ışır
Kâğıt kalem yazsa da gönül taşır,
Kabına sığmayan kelimeler yarışır
Karanlığın içinde gündüzleri özledim?