Yitirdik çoktan; selam vermeyi hal hatır sormayı, dost kervanında eğlenmeyi
Sahi neydi kaybettiklerimiz? Neydi bizi üzen geçmişin yokluğuna fakirliğine rağmen insan olduğumuzu hatırlatan?
Güvensiz bakar olduk yarınlara.
Her şey ne de güzel görünüyor süzülen bir kuğu gibi allı yeşilli. Çoktan geçti korkma vakti, yitirdik değerleri. Çocuklar bi çare kendi benliklerini arar iken kayboldular. Biz mi! Biz zaten anne baba olmayı unuttuk.
Fakir kalan yüreklerimize saygı dışında riya besledik. Vicdan yastığına menfaat ve çıkar için yaslandık. Korkma artık hiç bir şeyden. Yamalı ayakkabıdan, onurlu yaşamdan, vazgeçtiğin anandan, helal kazandığın paradan, seni kullanan dosttan, yüzüne gülen arkandan söven adamdan, çileli büyürken sırtına yüklenen vebalden, Ar’dan, namus ´tan. Bir haber değil miyiz?
Kalk artık sen sen değilsin, silkelen seni sen yapan özüne selam çak.
Geçmişten bugüne, bu günden geleceğe onurlu bak...
Şimdilerde unuttuğun örf ve adetlerine sahip çıkarken utanma, çekinme.
Unutma bir ekmeği bulamayan sen, asla bütün olmayacak sın artık diren. Hepimiz yaşıyoruz ne de güzel, sahte yüzlerle.