Mezar başlarını okşayan bir annenin ayaları çocuk başı kadar
Öyle yitik
Öyle paramparça
Öyle biçare
Zamanın kolları bir düş yangısı, sabah günahsız bir mendil yutağımda
Umut darmadağınık!
Bu gün 8 Mart, bu gün dünya emekçi kadınlar günü.
Ancak birinci gündemimiz deprem, birinci gündemimiz depremin yarattığı yıkımın mümkün olduğunca kısa vadede giderilmesi.
6 Şubat pazartesi saat 04:17'de Kahramanmaraş Pazarcık merkezli meydana gelen depremde 46 bin 104 insanımız enkaz altında can verdi.
Onlarca insanımız kayıp veyahut enkazın altındalar hâlâ.
Enkazın altında can verenlerin hangi partiye oy verdiğinin bir önemi yoktu.
Enkaz altında can verenler, yoksullar, ücretli çalışanlar, alın teriyle yaşamını idame ettirmeye çalışanlar...
'Ölüm kalanlar içindir' denir.
Gerçekten de ölümün kalanlar için olduğu gerçekliği bu kadar ayan beyan ortada olmasa idi, deyip susuyor insan bazen.
Herkesin acısı kendi evinin bahçesine gömülmeliymiş sonra, kendi kapısına asılmalıymış kışı ve kendi bahçesinden giyinmeliymiş sabrını.
Oysa ev yok, kapı yok, bahçe yok, sokak yok, cadde yok, şehir yok şehir...
Depremden sağ olarak kurtulan binlerce insanımız canının kurtulduğuna sevinemedi.
Çadır
Su
Konteyner
Su
Çadır
Su
Acı, keder, öfke...
Yakınlarını kaybetmenin acısını bile yaşayamayan insanlarımızın en temel barınma, temiz su, hijyen, gıda ihtiyacının sürekliliği sağlanarak karşılanması zorunluluktur.
İnsanlarımızın temel ihtiyaçlarının karşılanması yanında umuda da ihtiyacı var, güvenle oturabilecekleri evlerine kavuşana kadar yanlarında olunduğunu bilmeye ihtiyaçları var.
Bu gün her birimizin ülkemizin üstüne örtülen karanlığı ortadan kaldırmak gibi bir sorumluluğu da bulunmaktadır.
Hepsi bu.