Karanlık geceleri takip eden günlerin ertesinde bile gökler çokça bulutlu, ufuklar karanlık da olsa aydınlıkların karanlığı yeneceğini umuyorum.
İlber Ortaylı’nın dediği üzere, “Olaylar, yaşananlar sizi rahatsız etmeye başladıysa hemen ortam değiştirin. Hemen doğaya çıkın, seyahate gidin…” Seyahat herkes için bir çözüm yolu değil. Yine de evden çıkıp koruluk bir alana gitmek, sahile inip oltayla balık tutmak kısa süreli de olsa kişiyi ortamından, sorunlarından uzaklaştırır. Küçük mutluluklar en beklemediğiniz anda gerçekleşir.’’ der.
Umut Baştanbaşa kapkara bulutlarla örtülse de ruhunuzun bir yerinde küçücük bir mavilik arayın, bulursunuz. (Cavidan Tümerkan)
Geleceğe dair umutlu olmakta gitgide daha fazla zorlandığımız günler yaşıyoruz. Peki, o ‘maviliği’ yani umutsuzluğun içindeki ‘Umudu nerede arayacağız? Önce ‘umutsuzluk ’ta arayacağız. Eğer çoğu insan ‘umutsuz’ ise, umutsuzluğun umuda dönmesi için büyük bir enerji birikiyor demektir. Bu enerji umutsuzluğu umuda çevirecek insanları tetikleyecektir. Adeta sonra umudu, bireylerin toplumu ayakta tutma dinamiğinde arayacağız. Gerçekçi olacağız ve sorumluluk hissimizi kontrol etmeye çalışıp, düzeltmeye gücümüz yeten şeylere odaklanacağız ve bununla yetinmeyi öğreneceğiz. Umudu akılda ve iyilikte arayacağız. Umudu, insanın en önemli seçiminde de arayacağız. Bizler yepyeni bir ülke kuran insanların torunlarıyız; sırf bu nedenle bile umudu akılla aramalıyız.