Hakikat biziz aslında. Tekrar tekrar okunan bir şiirin en güzel kafiyesi gibi. Yaşamaya dair sebeplere tutunmak gibi. Yüreğinde daima kocaman bir teselli taşımak gibi. Bir ilaç gibi. İnsan olmanın özünden doğmak gibi. Yaşama dair tüm gibiler. Sözün özü yaşama sevincini oluşturan umudu yitirmemek.
Doğruluk insanların sahip olması gereken en güzel erdemdir. Hayata geldiğimizden bu güne dek bize aşılanan en güzel şeydir “dürüstlük”. Dürüst olmak insanlığın özünden geçer. İnsanın abartısız bir biçimde yanlışlarıyla ve hatalarıyla kendisinden emin olmasıdır. Bu nedenle her insan insanlardaki yerini kendisi belirler. Bir kitabın önsözü gibi her şey bizden ibaret olup yalnızca bizim elimizdedir.
Hayatımızda yollarımızı ayırdığımız insanlar olur. Kimi zaman bu bizden kaynaklanır kimi zaman ise o insandan doğan sebeplerdendir. Gerçek şu ki zaman ilerledikçe en yakınımızdan bile uzaklaşıyoruz yerli yersiz nedenler doğrultusunda. Bu insan ailemizden, en yakın arkadaşımız, iş arkadaşımız olabiliyor. Koskocaman bir bağ ile zamanla tanımlıyoruz hatta o kadar emin bir şekilde “O benim 10 senelik arkadaşım, çok yakınız.” diyebiliyoruz zaman zaman. Peki, ne kadar yakın? Bunu hiç sorduk mu kendimize? Bu genellikle de dilden dile aktarılıp işittiğimiz cümlelerden kaynaklanıyor. Sahi neydi o konuşmalarda var olan cümleler, olumsuz ise “beddua” doğru olduğunun kanıtı yokken işitilen ise “dedikodu” diye adlandırdığımız. Peki, değer mi hiçbir ispatı bile olmayan doğru kabul ettiğimiz cümlelerle hem kendimizi hem de değer verdiğimiz o insanları kaybetmemiz. Aslında beddua diye bir şey yoktur sadece insanoğlu körü körüne inanarak hareket ediyor. İşte biz hayatın özüne bu yüzden varamıyoruz. Bunları yaşadıktan sonra ise tarafsızca unutmayı öğretiyor yaşam bize. En kötüsüyse içimizde bir pişmanlık oluşturarak “keşke” ile başlayan cümlelerle birlikte.
Hayatta kimseye güvenmeyeceksin demek anlamsız fakat insan kime ilk defa güveneceğini hesaplamalı çünkü insanı şu hayata bağlayan tek şey sadakattir. Bu nedenle bizi hayata bağlayan kişiler zamanla sayılı kişiler olur. Onları da bu denli anlamsızca kaybetmemiz yanlıştır.
İnsanın yapabileceği en acı şey kendisine olan güvenini kaybetmesidir.