Seydişehir, işçi sınıfının patronlara karşı verdiği mücadele kenti, Emeğin dayanışmanın birlikteliğin gücüyle ilçenin her köşesinde iz vardır.
Alüminyum İşçileri her dönem ekonomik talepler için değil aynı zamanda, yaşamlarını olumsuz etkileyen anti demokratik uygulamalara, sendikal özgürlüklerin kısıtlanması gibi baskılara karşı hak ve özgürlükler için de ayağa kalkarak kendilerini savunmuşlardır.
Kentin her köşesinde emekçilerin izi var
Seydişehir işçi sınıfı, bugün ortadan kaldırılmak istense de hep başarısız olmuştur. Kentin sosyal kültürel dokusu buna müsaade etmemiştir.
Bir zamanlar Alüminyum fabrikasının sosyal tesislerinde düğünler yapılmış, işçiler sinemayla tiyatroyla, sporla tanışmıştır. Kadın işçiler kreşle tanışmıştır. O dönemlerde kamuya ait bu fabrikada çalışan işçiler memurlarıyla birlikte nitelikli sınıf bilincine sahipti.
Özelleştirmelerle birlikte işçi sınıfı adına önemli kayıplar yaşandı. İşçilerin kazandığı her zaferde kentin sokaklarında başka bir rüzgâr eserken, her yenilgide de hayat ve halın yaşamı doğrudan etkilendi.
İlçenin her köşesinde işçilerin acıları, sevinçleri bu kentte derin izler bırakmıştır. Bu kentin işçi sınıfı açısından avantajlı yönü nedir? diye sorulsa, yanıt hiç şüphesiz “Mücadele tarihi” olur. Dezavantajı nedir? Sorusunun yanıtı ise elde edilen birçok kazanımın gasbedilmiş olmasıdır. Bunun nedeni genç işçi kuşağının geçmiş mücadele deneyiminin birikimine sahip olmaması ve örgütlülüğün çok düşük olmasıdır.
1 Mayıs işçilerin bir araya geldiği, birbirinden güç aldığı ve silkelendiği gündür. 1 Mayıs’a sayılı günler kala taşerondan iş kazalarına, işten atmalardan sendikasızlaştırmaya kadar her konuda bu tarih bize bir kez daha “Birleşen işçiler yenilmezler” gerçeğini hatırlatıyor.
Bu nedenle bugün en temel ihtiyaçlardan biri de işçilerin 1 Mayıs etkinlikleri sendikalarıyla genç işçilerle buluşturacaktır.
Hak ihlallerine karşı emek ve dayanışma bayramı olan işçilerin1 Mayıs’a sahip çıkmalıdır.