Referandum seçimine gittiğimiz ve oyumuzu kullandığımız sandıklar tek tek sayıldı. Renklerin belli olduğu seçimde çıkan oylar hepimizin içinde olduğu ülkemizin yeni rotasını belirledi.
Bu rotanın 100 yıla yakındır aynı limanda cebeleşen ve yol almak istedikçe önüne çıkan dalga ve tusinamileri de aşıp, aşmayacağını da ortaya koydu.
Çünkü bu gemiyi yani ülkeyi limanda ısrarla aynı limanda tutmak isteyenler ile o limandan ayırıp kendi yollarına doğru yol almak isteyenlerin mücadelesinin bir sonucu da ortaya çıkmış oldu.
Evet mi?, Hayır mı? Diye önümüze sunulan iki seçenekle rotasına yön verdiğimiz gemimizin yaşanması muhtemel tartışma yâda kavgalar ile su almaması ve de batmaması için öyle yâda böyle bugüne kadar genciyle kadınıyla gece gündüz çalışanların kazandığını da belirtmekte fayda var.
Yani onca badireye karşın hala içinde sağ salim durduğumuz ama yaşanan gerginlikler ile kendisini liman da tutan halatının da bir hayli zorlandığı gemi yani ülkemiz, 16 Nisan'ı da aşarak 17 Nisan'a kardeşçe, birlik berberlik için de Evet’e saygı göstererek milli irade yansımıştır. Başkanlık sistemine geçilmiştir.
İktidarın destekçisi MHP referandumda evet - hayırdan ziyade uzlaşma kültürünü zorda olsa başararak bu ülke hepimizin tek bir kişinin olmadığının mesajını verdi.
Kısacası; İktidar Sisli, puslu bir havaya izin vermeden, yarım yamalak, kör, topalda olsa var olan demokrasiye sahip çıkmaya devam ederek geleceğimize hep birlikte yol açmış oldu.
Yani referandum öncesi söylenenlerin, tartışmaların, kavgaların, hakaretlerin unutulup, el ele vererek haydi güzel bir ülke, tam demokrasiyle idare edilen bir ülke için yeniden, şimdi tam zamanı denmelidir.
Çünkü bu ülke hepimizin, tek bir kişinin değil.