Dünyayı tüm hızıyla etkisi altına alan covid-19 pandemisinin aşıyı uygulamaya geçilene kadar elimizde ki tek koruma tedbiri maske sadece ceza almayım diye koluna takılarak, cebinde, çantasında hazır bulundurularak gezilmesi ile maskesini takanların birbirlerine yaklaştığında konuşurken sesim çıkmıyor diye maskesini açması, sesini duyurabilmek için kulağınızın dibine kadar yaklaşması aranızdaki mesafeyi kaldırırken taşıdığı virüsü şımartarak karşısındakine bulaşmasını sağlıyor.
Herkes diyor ki, "ben temizim, ben de korona yok".
Hiç kimse demiyor ki, "seni öldürmese beni öldürecek, beni öldürmese seni öldürecek"
Virüse bunca cesareti verenler sevdiklerimizin ölümlerine seyirci haline getirdiler bizleri.
Çağın vebasının, "alt tarafı bi grip" olacağına hala inanmayanlar da yok değil aramızda.
İnanmazlar çünkü pandemi süresince hiç bir fabrika kapanmadı.
İnanmazlar çünkü en tepedekiler maske takmadılar, mesafeyi umursamadılar. Belki onların güvendikleri bir dağları vardı, bizim güvendiğiniz bir dağımız var mı diye sormadık kendimize.
İnanmazlar çünkü göstermelik el dezenfaktanlarının yerlerinde yeller esiyor.
İnanmazlar çünkü kısıtlamalar vakalar sıfırlanmadan erken dönemde kaldırıldı.
İnanmazlar çünkü küçülmesi gereken ekonominin büyüdüğünü açıkladılar, altın altın zamanlarını yaşıyor, dolar almış başını gidiyor.
İnanmazlar çünkü gün be gün ölerek tükenen sağlık emekçileri meslekleri gereği ölümü hak ediyor sanıyorlar. Onlar yaşamazsa ben nasıl yaşarım diye sormazlar, sorsalar el kaldırmaya cüret etmezler asla.
İnanmazlar çünkü "benciler", benciller.
İnanmazlar çünkü bir salgında haber vererek denetim yapılıyor.
İnanmazlar çünkü bu da dış güçlerin bir oyunu diye düşünenler var hala aramızda, böyle öğrenmiş böyle bilmiş büyüklerinden.
İnanmazlar çünkü hayat virüsden önce ki haliyle devam ettirildi, ettiriliyor.
Bakıyor yukarılara açılışlar devam ediyor, gösteriler hız kesmiyor, mitingler de kapışın diye başınıza çay paketleri yağmur gibi yağarken inandıramazsınız Ayşeleri, Ahmetleri..
Bir de pandeminin başından beri maskesini takan, doğru dürüst dışarı dahi çıkmayan bir kesimde inanmayanlara inanıyor maalesef.
Tedbirlerin en tepeden “mış gibi” yapılmasını aklı hayali almıyor.
Bir kaç ülkenin dışında dünyanın geri kalanında da salgının benzer şekilde yönetildiğini tahmin ediyoruz. Tahmin ediyoruz çünkü vakalar tüm hızıyla artmaya devam ediyor.
İnanın ne yazacağımı, ne yazmam gerektiğini bilmiyorum. O turkuaz tabloda ki açıklanan verilerin kendini de içine aldığını düşünemeyecek kadar kendine yabancılaşmış, yabancılaştırılmış bir sistemde insanlara artık maske takın bile demek gelmiyor içimden.
Sadece 14 gün tüm dünya ülkelerinde yaşayanlar hareketsiz kalsa bu salgın kontrol altına alınabilirdi. Evet, kontrol alınabilirdi ama hiçbir ülke yönetimi bir salgına 14 gün bile olsa para ayırmak istemiyor. Ve bizler insan hayatını hiçe sayan bir sistemin içerisinde debelenip duruyoruz.
Her şeye rağmen, inatla yaşamı savunmak gibi bir sorumluluğumuz var her birimizin.
O yüzden her sabah aynada bana bakan yüze sevdiklerimi düşünerek gülümsüyorum. Kapıdan çıkmadan önce maskemi takıyor, gardımı alıyor öyle evden çıkıyorum.
Bu salgın elbet bir gün bitecek!