29 Ocak 1882 yılında İstanbul Silivrikapı da dünyaya gözlerini açtı.
Beş çocuklu bir ailenin üçüncü ve yaşayan tek çocuğuydu O.
Küçük yaşta ölen kardeşlerinin akıbetine uğramasın diye ailesi O’na “Yaşar Zeliha” adı verdi. Annesi Yaşar Zeliha henüz 6 yaşındayken vefat eder.
İlk eşi Atıf Zahir Efendi bu ismi beğenmeyip “Yaşar Zeliha”yı “Yaşar Nezihe” olarak değiştirdi.
Şiirlerini arkadaşı yazmayı kabul etmeyince, kendi isteğiyle okula gitti. “Ben öksüzüm hoca efendi, beni okutunuz ” Diyerek hemde.
Babası okula gittiğini öğrenince “katip mi olacaksın ?” diyerek kızını evden kovdu. Komşuları yardımlarını esirgememişti elbet; okuma isteği azalmak yerine daha da arttı.
Dere kenarlarından topladığı papatya, ebegümeci tohumlarını aktarlara sattı, kazandığı parayı gizlice okuma öğreten kalfaya verdi.
İlk şiirlerini Mazlume veya Mahmure veya Mehcure takma adlarıyla yayımlamıştır.
1901 yılında Terakki gazetesinde yazmaya başlamıştır. Hanımlara Mahsus Gazete’nin nerdeyse daimi yazarı olmuştu. Yaşar Nezihe; Sabah, Menekşe, Kadın Yolu ve Kadınlar Dünyası gibi dergilerde yıllarca şiirlerini yayımlamıştır. Şiirlerini 1913 yılında Bir Deste Menekşe adlı kitapta toplamış; kendisini edebiyatımızda acıların şairi olarak tanıtan Feryatlarım adlı şiir kitabını da 1924 yılında yayımlamıştır.
Nevsal adlı yayında kısa biyografisi, Akşam ve Tanin gazetelerinde yaşamını anlatan iki kupür yayımlanmıştır.
1934’ten 1942’ye kadar yazdığı elli beş şiirinin bulunduğu “Şiir Defteri” ise henüz yayınlanmamıştır.
“İlk sosyalist kadın şair” , “grevin şairi” olarakta biliniyor…
“Onlardır eden zevkini, eğlenceni temin
Onlar çalışır etmek için hep seni zengin
Kurşundan hurûfât o hayatı kemirirken
Her gün bir parça solarken ve erirken…”
1 Mayıs ile ilgili şiirler yazan ilk kadın şair…
Bir Mayıs
Ey işçi
Bugün hür yaşamak hakkı seninken
Patronlar o hakkı, senin almışlar elinden.
Sa'yınla edersin de "tufeyli"leri zengin
Kalbinde niçin yok ona karşı, yine bir kin?
Rahat yaşıyor, işçi onun emrine münkâd;
Lakin seni fakr etmede günden güne berbâd.
Zenginlere pay verme, yazıktır emeğinden.
Azm et de esaret bağı kopsun bileğinden,
Sen boynunu kaldır ki onun boynu bükülsün.
Bir parça da evlatlarının çehresi gülsün.
Ey işçi
Mayıs birde bu birleşme gününde
Bişüphe, bugün kalmadı bir mani önünde.
Baştanbaşa işte koca dünya hareketsiz;
Yıllarca bu birlikte devam eyleyiniz siz.
Patron da fakir işçilerin kadrini bilsin,
Ta'zim ile, hürmetle sana başlar eğilsin,
Dün sen çalışırken bu cihan böyle değildi,
Bak fabrikalar uykuya dalmış gibi şimdi.
Herkes yaya kaldı, ne tren var, ne tramvay
Sen bunları hep kendin için şan-ü şeref say.
Birgün bırakınca işi halk şaşkına döndü,
Ses kalmadı, her velvele bir mum gibi söndü.
Sayende saadetlere mazhar beşeriyet;
Sen olmasan etmezdi teali medeniyet.
Boynundan esaret bağını parçala, kes, at!
Kuvvetedir hak. Hakkını haksızlara anlat.
İşçi sendikasına(Amele Teali Cemiyeti) üye oldu…
Dönemin tanınmış sosyalistleriyle birlikte tutuklandı…
Hayatında bitmeyen acılarına karşılık ayakta kalmasını göstermek istercesine 1934 yılında “Bükülmez” soyadını aldı.
Başörtüsünü hiç açmadı…
Şiirleri şarkı olarak bestelenen("Nice bu hasret-i dildar ile giryan olayım", "Mecnun isen sana Leyla mı bulunmaz", "Gül ruhlarını gonca-i zibaya değişmem", "Bir perinin aşkına düştüm çok efgan eyledim", "Felaket dîdeler hem meysiz hem meyhanesiz olmaz" gibi şiirlerinin de aralarında olduğu 250 şiiri bestelenmiştir.), söylenen ancak kim olduğu pek bilinmeyen bir büyük kadın şair Yaşar Nezihe …
Bizim edebiyat tarihçilerimizin bir kadın şair olarak Yaşar Nezihe’den haberi yokken , bir Alman olan Prof.Dr. Martin Hartmann’ın 1919 yılında Berlin’de yayımlanan, “Dichter Der Neuen Türkei” adlı antolojisinin 81-83. sayfaları Yaşar Nezihe’ye ayrılmıştı.
O kadar habersizlerdir ki Şairden hayattayken onun ölüm tarihini 1935 olarak bile göstermişlerdir. Oysa ki Yaşar Nezihe 5 Kasım 1971 yılında vefat etmiştir.
Saygıyla ….