Hayata kaç defa yenildiğimi hatırlamak istemem, her defasında ayağa kalktığım zamanlar kalsın aklımda.
Neresinden baksam kuşkanadına benzer bir hayat, bu bana yeter.
Hayatın düğmelerini her defasında yanlış iliklemeyi alışkanlık haline getirdim sanırım.
Dün bir sohbet esnasında on dört yaşındaki çocuk, 'senin sorunun herkese çabuk güveniyorsun ‘dedi. Hani pek haksız da sayılmaz, lakin insan insana güvenmeden düşte bile yol alamıyor ki, Yaşar Kemal'in dediği gibi. Güveni çıkarırsanız hayatınızdan ne kalır ki elimizde, avucumuzda.
Güven ana kartı değil midir insanın, yanarsa bütün sistemlerinin çöktüğü.
Yürüdüğüm yolda, önüme her ne çıkarsa çıksın yürümeye devam etme ısrarı, ana kartı yakma pahasına beni direngen tutuyor.
Yine de bazı insanlarla yollarımı ayırmış olmam ana kart arızası yazılsın isterim hayat defterime.
Arıza doğru parçalar bulunursa giderilebilir sonuçta.
Doğru parçalar bulunmuyorsa eğer hurdalıkta yer çok.
Sevgi denen aleti kim icat ettiyse ellerine kollarına sağlık.
Sevgisizlik aletini yapanlara çok dişlike.
Sevgi demişken çocukken en çok incir ağacını severdim, oysa beni en çok zeytin ağacı severdi. İyice yaşlandığı kanaat getirince o zeytin ağacını annem kendi elleriyle kesip odun olarak yaktı salonun hemen girişinde kurulu sobamızda.
Ateşinde ısındıkça ağladığımı anımsıyorum.
Annem en çok zeytin ağacını severdi, söylemezdi belki bunu ama ben bilirdim.
Tıpkı bir ağaç gibi gün gelir sizden hiç bir karşılık beklemeden sizi seven, yargılamadan size emek veren biri mutlaka çıkar karşınıza dilerim.
Sevenlerden çok sevilenler mutlu oluyor şu hayatta, yaklaşımı ayrı bir tartışma konusu olarak kalsın.
Tartışma demişken: "İnsan birini sevince onun elini tutup dünyayla savaşabilmeli.
Siz, sevdiğiniz kişiyle savaşıyorsunuz?"
İnsan, niçin sevdiği insan ile savaşır, şu sudan sebepli savaşlar kadar anlamsız gelmiştir bu hep bana.
Sevgi denen şey, pazar hâkimiyeti, iktidar olma hırsıyla yan yana nasıl bir araya getirilebiliyor anlaşılır gibi değil.
Siz, siz olun savaşsız bir dünya için verdiğiniz çaba kadar 'hâkimiyet siz, iktidarsız sevgiler' için de emek olsun hayatınızda.
Sonra güvenle tutabileceğiniz bir el.
El kimi zaman aşktır, kimi zaman yol, kimi zaman zamanın kendisi olur el.
Belki bu yüzden birinin en çok ellerini özler insan.
Dil yalan söyler belki ama el hiç yalan söylemez mesela.
Hepsi bu.