whatsapp
Havva Dilek
Köşe Yazarı
Havva Dilek
 

Uyuyor insan, Uyanıyor insan!

Ne tuhaf değil mi; eve ekmek parası getirmek için uyanılan sabahlardan askıda ekmek için uyanılan sabahlara kadar gelişti dünya. Kapitalizmin altın çağı, insanlık için utanç çağının zilini çalıyor her sabah, her akşam. Sizin kapınızın zilini çalıyor, karşı komşunuzun kapısının zilini çalıyor, Ahmet amcanın kapısının zilini çalıyor, Ayşe teyzenin kapısının zilini çalıyor. Yirmi dört daireli apartmanların, havuzlu kiralayıp havuzunda büyüteçle kira parası aradığınız sitelerin, müstakil konduların, kasabaların, köylerin bütün kapıların zilleri çalıyor. Sizin de tahmin ettiğiniz gibi biraz fark var aralarında elbette. Olmaz mı hiç, bazılarının ki sabahları çalarken bazılarının ki akşam çalıyor. Siz duymuyorsunuz ama evinizdeki kediler kapı zillerini duyuyorlar, onlar duyarlar, size de duyurmak için miyavlayıp duruyorlar. Kedilerin miyavlamasını duyuyorsunuz ancak çalıp duran kapı zilinizi duymuyorsunuz. Karşı daireyi ev sahibi evden çıkarıyor diyor mesela, siz duymuyorsunuz. Yedi numaralı daire kendi kedilerine mama almış diyor, siz kulağınızın üstüne iki elinizle birden bastırdıkça bastırıyorsunuz. Ne çok seviyoruz kedileri oysa doğaları gereği her koşulda kendi yaşam konforundan asla vazgeçmeyen, evcilleşmiş gibi ışıl ışıl bakan gözleriyle baş eğmez, inatçı kedileri. Azıcık abartıyla her dört haneden birinde kedi kardeşleriniz yaşıyor bu gün. Size şöyle bir soru sorulacak olsa cevabınız ne olurdu diye merak ediyorum. Bu güne kadar kedilerden ne öğrendiniz veyahut kedilerden öğrendiğiniz tek bir şey söyleyebilir misiniz? Kediler herhangi bir dine mensup değiller, gitmek istedikleri bir cennet için iyilik yapıp ibadet de etmiyorlar. Boş verin kedileri. Çöpte bulduğu bayat ekmekle karnını doyurmak için çırpınan bir çocuk için de hangi dine mensup olduğunun hiç bir önemi yoktur mesela. Boş verin soruyu. Eğer bir fetva verilecek ise; öncelikle İkinci el sebze, meyve satın alabilmek için dökülen alın teri haram kılınmalıdır insana." İnsanın çürümeye başlamış bir elma ile karnının ortası kararmış bir muz ile beslenmesi onu insanlıktan çıkarmaz belki ama muz gibi dışının kararmaya, elma gibi içinin çürümeye başlamayacağına kim garanti verebilir? Kediler mi? Boş verin kedileri, soruyu da...
Ekleme Tarihi: 19 Kasım 2022 - Cumartesi

Uyuyor insan, Uyanıyor insan!

Ne tuhaf değil mi; eve ekmek parası getirmek için uyanılan sabahlardan askıda ekmek için uyanılan sabahlara kadar gelişti dünya.

Kapitalizmin altın çağı, insanlık için utanç çağının zilini çalıyor her sabah, her akşam.

Sizin kapınızın zilini çalıyor, karşı komşunuzun kapısının zilini çalıyor, Ahmet amcanın kapısının zilini çalıyor, Ayşe teyzenin kapısının zilini çalıyor.

Yirmi dört daireli apartmanların, havuzlu kiralayıp havuzunda büyüteçle kira parası aradığınız sitelerin, müstakil konduların, kasabaların, köylerin bütün kapıların zilleri çalıyor.

Sizin de tahmin ettiğiniz gibi biraz fark var aralarında elbette. Olmaz mı hiç, bazılarının ki sabahları çalarken bazılarının ki akşam çalıyor.

Siz duymuyorsunuz ama evinizdeki kediler kapı zillerini duyuyorlar, onlar duyarlar, size de duyurmak için miyavlayıp duruyorlar.

Kedilerin miyavlamasını duyuyorsunuz ancak çalıp duran kapı zilinizi duymuyorsunuz.

Karşı daireyi ev sahibi evden çıkarıyor diyor mesela, siz duymuyorsunuz.

Yedi numaralı daire kendi kedilerine mama almış diyor, siz kulağınızın üstüne iki elinizle birden bastırdıkça bastırıyorsunuz.

Ne çok seviyoruz kedileri oysa doğaları gereği her koşulda kendi yaşam konforundan asla vazgeçmeyen, evcilleşmiş gibi ışıl ışıl bakan gözleriyle baş eğmez, inatçı kedileri.

Azıcık abartıyla her dört haneden birinde kedi kardeşleriniz yaşıyor bu gün.

Size şöyle bir soru sorulacak olsa cevabınız ne olurdu diye merak ediyorum.

Bu güne kadar kedilerden ne öğrendiniz veyahut kedilerden öğrendiğiniz tek bir şey söyleyebilir misiniz?

Kediler herhangi bir dine mensup değiller, gitmek istedikleri bir cennet için iyilik yapıp ibadet de etmiyorlar.

Boş verin kedileri.

Çöpte bulduğu bayat ekmekle karnını doyurmak için çırpınan bir çocuk için de hangi dine mensup olduğunun hiç bir önemi yoktur mesela.

Boş verin soruyu.

Eğer bir fetva verilecek ise; öncelikle

İkinci el sebze, meyve satın alabilmek için dökülen alın teri haram kılınmalıdır insana."

İnsanın çürümeye başlamış bir elma ile karnının ortası kararmış bir muz ile beslenmesi onu insanlıktan çıkarmaz belki ama muz gibi dışının kararmaya, elma gibi içinin çürümeye başlamayacağına kim garanti verebilir?

Kediler mi?

Boş verin kedileri, soruyu da...

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve seydisehirgundem.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.