whatsapp
Havva Dilek
Köşe Yazarı
Havva Dilek
 

Uzak Kentlerin Yakın Çocuklarıyız

Aynı Göğü Kınaladık Göğsümüze! Bir kentin havasına, suyuna, toprağına nasıl bakarsan o da öyle mi bakar sana? Gözleri mesela, kör kuşları, sakat kanatları ve solan göğüyle ölümcül bakmaz mı yüzünüze? Ya elleri… Tutun ellerini, nereye götürmek isterse oraya götürmez mi sizi? Ayakları yalın mı? Markalı mı atıyor adımlarını her sabah? Yürümenin sözü mü olur karanlığın gözünde? Bakın hele. ‘Beklemenin felsefe kitabı’ misali hep bir şeyler bekledik, bir şeyler bekliyoruz değil mi? Sorun hele; Caddesiyle, sokağıyla, evleriyle bir kent ne bekler sizden? Kendi ellerinizle inşa ettiğiniz kentler ne bekler diye sorun kendinize. Yahut siz ne bekliyorsunuz bir kentten? Kalbine kalbinizi dayamadan bakın bakalım yüzüne, bakabiliyor musunuz? Ve gün Ve güneş Ve çıplak ay Ve yıldız süsüyle gecenin günahı Ve minarenin metalik sesinde ki tanrı… Işıklar boyu Karanlıklar boyu Ve odalar boyu Ne kadar fazla ve ne kadar eksiğiz. Sen benim uzak coğrafyam Aynada ki yüzüm. Düşümde ki masal Masal da Anka’nın kanat sesi Aşk’ı zaman Uyan Ve düşür ateşini yeryüzüme. Bak! Düşlerinden vuruluyor sevemediğimiz çocuklar! Gün dünde eskiyen fotoğraf Siyah beyaz mihengi Zamanın kalbinde ki mabet Ahlarda yutkunan ibadet Dudağın kenarında ki dua Terinin kiri Ellerinin lekesi Yılgı yenilgi Görme beni. Görme sesimi duyuramayan çığlık Ve döngüsünde ki yeryüzü Uyan! Uyandır bizi.
Ekleme Tarihi: 04 Ağustos 2017 - Cuma

Uzak Kentlerin Yakın Çocuklarıyız

Aynı Göğü Kınaladık Göğsümüze!

Bir kentin havasına, suyuna, toprağına nasıl bakarsan o da öyle mi bakar sana?

Gözleri mesela, kör kuşları, sakat kanatları ve solan göğüyle ölümcül bakmaz mı yüzünüze?

Ya elleri…

Tutun ellerini, nereye götürmek isterse oraya götürmez mi sizi?

Ayakları yalın mı? Markalı mı atıyor adımlarını her sabah?

Yürümenin sözü mü olur karanlığın gözünde?

Bakın hele.

‘Beklemenin felsefe kitabı’ misali hep bir şeyler bekledik, bir şeyler bekliyoruz değil mi?

Sorun hele;

Caddesiyle, sokağıyla, evleriyle bir kent ne bekler sizden?

Kendi ellerinizle inşa ettiğiniz kentler ne bekler diye sorun kendinize.

Yahut siz ne bekliyorsunuz bir kentten?

Kalbine kalbinizi dayamadan bakın bakalım yüzüne, bakabiliyor musunuz?

Ve gün

Ve güneş

Ve çıplak ay

Ve yıldız süsüyle gecenin günahı

Ve minarenin metalik sesinde ki tanrı…

Işıklar boyu

Karanlıklar boyu

Ve odalar boyu

Ne kadar fazla ve ne kadar eksiğiz.

Sen benim uzak coğrafyam

Aynada ki yüzüm.

Düşümde ki masal

Masal da Anka’nın kanat sesi

Aşk’ı zaman

Uyan

Ve düşür ateşini yeryüzüme.

Bak!

Düşlerinden vuruluyor sevemediğimiz çocuklar!

Gün dünde eskiyen fotoğraf

Siyah beyaz mihengi

Zamanın kalbinde ki mabet

Ahlarda yutkunan ibadet

Dudağın kenarında ki dua

Terinin kiri

Ellerinin lekesi

Yılgı yenilgi

Görme beni.

Görme sesimi duyuramayan çığlık

Ve döngüsünde ki yeryüzü

Uyan!

Uyandır bizi.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve seydisehirgundem.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.