Benim için gazete ve televizyonda haber izlemek önemli. Sadece yerel olanları değil elbette. Ulaşabildiğim uluslararası haberler de aynı şekilde ilgi alanımda yer alıyor. Uzun zamandır siyasal ve tarih okumalarımın ne denli değerli olduğunu anlıyorum. Ancak bu şekilde neyin, neden olup geliştiğini anlamayı önemsiyorum. Geçmişi bilmeden günümüz dünya gelişmelerini yorumlayanları da hayli yadırgıyorum… 16 Haziran’da kutlanacak Babalar Gününde, yirmi beş sene öncelerinde veda ettiğim babamı düşünürken aklıma ilk gelen, kendisinden miras aldığım haber okuma, radyo dinleme alışkanlığı oldu. Babam radyo dinlemeyi severdi. O günlerde elektrik olmadığı için sık sık pil biterdi. Elektrik kendi muhtarlığında 1974 yılında köye getirilmişti. O günlerde de televizyonu satın almıştı. Siyah beyaz tek kanal vardı yayınlar anten sinyalinin zayıf almasından dolayı çok fazla izlenemiyordu. Daha sonra yayınlar düzgünleşmiş tek kanaldan 4 kanala çıkmıştı. Üstelik te renklenmişti. Televizyon izlemek, babamın hobisi olmuştu. 1999 yılında babamı elim bir hastalıktan dolayı kaybettik.
Bugün geldiğimiz noktada dünyada sağın yükselişi, politikanın çirkefliği, dürüstlükten uzaklık. Otoriter eğilimleri. Rant, menfaat ve çıkar çatışmaları. Sürgünler, mülteciler. Anlamsız protestolar, ayaklanmalar. Tüm bunların yükselişi karşısında babam bugünlerde yaşasaydı bu olanlara ne derdi? Sorusu aklıma geliyor. Onca cehalet, onca bencillik, onca vatan sevgisi yoksunluğu yaşanırken. Babamın, geride bıraktığı sevgi dolu tüm anılarını yâd ediyorum. Yaşam koşulları içerisinde zor günler geçiren babaların günlerini kutluyorum.