Öyle bir felaket yaşadık ki Türkiye olarak kardeşlerimize yardıma koşmak için milyonlar sanki bir birine kilitlendi.
Bu birlik ve beraberliğin görüntüsü dış ülkelere sarktı. Dünya Türkiye’nin yardımına koştu. Düne kadar savaş ülkeler her şeyi bırak. Ülkemizde sen ben gibi dedikodular bir anda kayboldu. Türk-Kürt, inanan inanmayan kavramları unutuldu. Dünya milletleri Türkiye olarak yasa boğuldu. Birlik beraberlik içerisinde canla başla mücadele ettiler. Eksikler hatalar yok muydu? Evet, vardı eleştiriler bunların bir daha olmaması yönünde olsun.
Aklımıza şu soru geliyor. Neden bu kardeşlik sadece felaketlerde oluyor? Hemen bir araya gelebiliyoruz? Bölgesel olarak politikayı, renkleri, ırkları zenginliğimiz olarak kabul edip neden bir araya gelemiyoruz? Sadece felaketler mi birlik sağlıyor. Yâda bunu bekliyoruz?
Biz madem kardeş isek felaketler olmadan da bir araya gelmeliyiz. Daha depremin yaraları sarılmadan siyasete girdik. Seçim çalışmalarının startı verildi. Ardından Efendim neymiş biz HDP ile masaya oturmayız. Bakanlık veremeyiz. Bir başkası diğerini çeşitli şeylerle suçlar misali ayrılık hemen başladı.
Değerli halkımız, Değerli partilerimiz birbirimize muhtaç olduğumuz bir hafta önceki günleri nasıl unuttuk? Hepimiz aynı ruhla aynı düşünceyle nasıl bir araya geldik. Farklı dillerle, farkı sosyal kimlikler inananlar, inanmayanlarla bir aradaydık. Felaket yaşamadığımız zamanlarda mı birbirimize küseceğiz? O zaman bu ayrılık ve çeşitli suçlamalar neyin nesi?
İster başka ülkenin insanları olsun isterse kendi ülkemizin vatandaşları olsun
Sen bir anneden doğan, büyüyen, sonunda da ölen bir insansın. Düşüncen ise ortak yaşamdır.
Dünya emekçi kadınlar günü etkinlikleri düzenlendi yas olmasına rağmen bir araya gelindi etkinlik yapılarak düşünceler ortaya atıldı. Kadınlar ölmesin şiddete hayır denildi! Ne yazık ki o anneler o kadınlarımız polis şeflerine verilen talimatlarla coplatıldı. O emiri kim verdiyse kendi anasını, kardeşini komşunun kızını vs. Karşısına almıştır. Toplumca hop oturup hop kalktığım günleri hemen unutup şiddet uygulanmıştır.
İnsanlık bugün var, yarın yok! Dünya milletlerinin kurulan devletlerine bakın bugün birçokları yok. İcatlara teknolojiye bakın herkes kullanıyor. Bu senin bu benim diyemiyoruz. Demek ki her şey ortak bırakın da insanlığa ne katkımız olacak, bunu düşünelim. Herkes özgür olsun. Birbirine kenetlensin.
Ben diyorum ki tabuları üzerinden farlı görüşlerden insanlarımıza düşmanlık kin duyulacak kışkırtmalardan kaçının. En azından şunu yapalım! Bu seçimleri hangimiz kazanırsa kazanalım! Demokrasinin kültürüne de inanalım yine bir arada olalım. Bunu yapalım en azından.
İnsanlarımızı etnik, kültürel dinsel gibi farklılıklarımızla bölmeyelim. Ortak bir felaket yaşadık. Her kesim yardım eli uzatırken o partili, bu milletten diye ayırt etmedik. Çünkü acının çığlığın dini, milleti yok. Felaket zamanı değil her zaman kendine ilke edin. Diller, dinler, kültürler birer zenginlik olarak kalsınlar.
Zengin kültürel bir kuşak yetiştirelim. Aydınlık yarınlara ulaşalım. Kimseyi ötekileştirip ayırt etmeyelim. Tek bir beden gibi hareket edelim.
Ne geldiyse başımıza savaş çığlıkları atmakla, kardeş kavgalarıyla, ırkçı bölünmelerden olmuştur.
Birliğimiz için felaketlerin olmasın beklemeyelim. Benliğimizi hiçbir zaman kaybetmeyelim!