Dün millet ittifakı bileşenleri tarafından İzmir belediyesi öncülüğünde yapılan İzmir iktisat kongresinin 100. yıl etkinlikleri ve yeni dönemde millet ittifakının iktisadi kalkınma programlarını 2 saat dikkatlice dinledim.
bir tarihçi ve sosyalist olarak izmir iktisat kongresinin genel hatlarını az çok bilen biri olarak bundan 100 yıl önce; yapılacakları, beklentileri, dünyadaki ekonomik modelleri, 1. dünya savaşından yeni çıkmış ve yeni bir devlet modeli oluşturmuş cumhuriyetin ekonomik modelinin ruhunu oluşturacak kararlar alınmıştır.
belki bu günün penceresinden sınıfsal bir persfektifle izmir iktisat kongresine şerh koysamda o zaman elde bulunan imkanlar, semaye birikimi, kadro yapısı iyi irdelendiğinde, yeni kurulmuş bir cumhuriyet için çok ilerici ve olumlu bir kongre olduğunu tahmin edebiliyoruz.
Dün (pazar) günü 100 yıl sonra millet ittifakı bileşenleri tarafından anılarak, geleceği dizayn edecek millet ittifakının mutabık oldukları ekonomik modelin antlaşmalarını hep bir ağızdan söyleyince son 70 yıllık sürecin devamından başka hiç bir şey olmadığı ortaya çıkmıştır.
Koro halinde liderler besmele kısmında demokrasi, çağdaşlaşma, batılılaşma, özgürlükler üzerinde dem vurduktan sonra ısrarla sermayenin korunması, milli sermayeye destek, milli sermayenin küresel sermayeye eklemlenmesi, ortadoğu ve balkanlardan başlayarak dünyada emperyal bir güç oluşturma gibi söylemlerle 1972, 1980, 1999 ve bu gün krize giren ve hiç bir şekilde doymayan sermaye sınıfını mutlu edecek nutuklardan öteye geçememiştir.
ruhu ve derinliği anti-emperyalist olan bir savaştan çıkan ülkenin 100 yıl sonraki temennileri kapitalizme bağlılık, sermayenin korunması, tefeci spekülatif sermaye olan bankaların korunması dileklerinden öteye geçmemiştir.
Hayatın, üretimin, alın terinin, artı-değeri yaratanların, sendikaların, emek hareketlerinin olmadığı iktisadi kongreler ne yaparsanız yapın tüsiad, müsiad, gerici sermaye sahiplerine hizmetten başka hiç bir şey değildir.
Bizler isterdik ‘ki cumhuriyetin 2. yüzyılında bu iktisadi kalkınma kongresinde emekçileri, işçi sınıfını, toplumun tüm katmanlarını içinde barındıran sendikalar ve demokratik kitle örgütleri de olsaydı.
Hâlbuki bugün sizin yaşam alanınızı kısıtlayan erdoğan önce bu alanları yok ettiği için siz hareket bile edemiyorsunuz.
İş emek, özgürlük...