whatsapp

Eğitim-İş, sağlıklı eğitim, güvenli okul istiyor

EĞİTİM (SG) - Seydişehir Gündem | 17.09.2024 - 12:15, Güncelleme: 17.09.2024 - 12:15
 

Eğitim-İş, sağlıklı eğitim, güvenli okul istiyor

Eğitim-İş Konya Şube Başkanı Bahattin Ertuğrul düzenlediği basın açıklamasında, Sağlıklı Eğitim, Güvenli okul istiyoruz derken, CHP Konya Milletvekili Barış Bektaş’ta Herkes için eşit koşullarda sağlıklı bir eğitim istiyoruz diye konuştu.
Gedavat Parkında yapılan basın açıklamasına Eğitim-İş Konya Şube Başkanı Bahattin Ertuğrul, yönetim kurulu, sendika üyeleri, CHP Konya Milletvekili Barış Bektaş, İl yönetim kurulu Üyeleri, Selçuklu İlçe Başkanı Ali Naci Çobanoğlu, Meram İlçe Başkanı Ahmet Yiğit, ADD Konya Şubesi ve TKP Konya il yöneticileri katıldı. Basın açıklamasında eğitim sisteminin alarm verdiğini dile getiren Bahattin Ertuğrul, “Eğitim sistemimiz, iktidarın yanlış politikaları ve Millî Eğitim Bakanlığı’nın ihmalkâr tutumu nedeniyle alarm vermektedir. 19,9 milyon öğrencinin eğitim öğretim yılına başladığı bu dönemde, okullarımızda temizlik ve güvenlik personeli eksiklikleri hem eğitimin niteliğini hem de çocuklarımızın sağlığını ciddi şekilde tehdit etmektedir. Eğitimde tasarruf olmaz! Çocuklarımızın geleceği, sağlığı ve güvenliği siyasi hesaplara kurban edilemez! Eğitim-İş olarak, okullarda gerekli hijyenin sağlanması, temizlik sorunlarının giderilmesi, okulların daha güvenli olması, iş gücü uyum protokolünün iptal edilmesi, temizlik ve güvenlik personeli ihtiyacının kalıcı kadrolu personelle sağlanması için eğitim emekçileri, demokratik kitle örgütleri ve velilerimizle birlikte tüm Türkiye'de alanlardayız. Aydınlık yarınlarımızın güvencesi çocuklarımızın yetiştirildiği okullar tam anlamıyla kaderine terk edilmiş durumda. Eğitim-İş olarak yıllardır okulların temizlik ve güvenlik ihtiyaçlarının giderilmesi için işinin uzmanı insanların kadrolu biçimde istihdam edilmesi gerektiğinin altını çiziyoruz.  Özellikle pandemi sürecinde okulların hijyenik olmasının önemi herkesçe kavranmış olmasına rağmen ve okullarımızda artan şiddet olayları koca bir tehlike olarak gözümüzün önünde büyürken Millî Eğitim Bakanlığı bu sorunlar karşısında bugüne dek bir çözüm iradesi göstermemiştir. Bugün ise sorunu daha da beter hale getirmeyi seçmiştir. 29 Ağustos 2024 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan İşgücü Programlarının Yürütülmesine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik, kamu kurumlarında kalıcı istihdam yerine geçici ve düşük ücretli sömürünün önünü açmıştır. Bu yönetmeliğe göre haftanın 3 günü 8 bin 447 TL’ye çalıştırılacak kişilerle okulların ne güvenliği ne temizliği sağlanabilir, üstelik bu asla kabul edilemeyecek bir emek sömürüsüdür” dedi. Asgari ücret, açlık sınırı ve enflasyon oranın altında kaldı Bahattin Ertuğrul asgarin ücretin açlık sınırı ve enflasyon oranın altında kaldığına dikkat çekerek, “Asgari ücretin açlık sınırının ve resmi enflasyon oranının bile altında kaldığı bir ülkede, bizzat devleti yönetenlerin herhangi bir iş için asgari ücretin altında bir ücret teklif etmesi utanç vericidir ve hukuksuzdur. Üstelik MEB tarafından cazipmiş gibi ambalajlanan bu sistemin işsiz yurttaşlar tarafından dahi ne kadar kabul edilemez bulunduğu sendikamıza yurdun dört bir yanından gelen telefonlarla ispat bulmuştur. Hemen her ilden birçok okul yöneticisi, bu koşullarda çalışacak insan bulamadıklarını, gelenlerin de okulları ve şartları görüp bir daha dönmemek üzere okuldan çıktığını anlatıyor. Yani okulların sabun, tuvalet kâğıdı gibi hayati ihtiyaçlarını bile gideremeyip bu ihtiyaçları velilerin sırtına yükleyen Bakanlık, artık okulların temizliğinden tamamen elini çekmiştir. Eğitim-İş olarak Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin hakkında görevi ihmalden suç duyurusunda bulunduk. Dün bu konuda farkındalık yaratmak, kamuoyunu bilgilendirmek için sosyal medyada seferberlik başlattık. Bugün okullarımıza “sağlıklı eğitim, güvenli okul” kokartlarıyla giderek işyerlerimizi eylem alanımız yaptık. Şimdi de Türkiye’nin her ilindeki meydanlardan sesleniyoruz: Savaşlarda bile hedef alınmayan, dünyanın en güvenli binaları olması gereken devlet okullarının pisliğe ve dış tehditlere terk edilmesini kabul etmiyoruz. Okula gelirken hangi hastalığı kapacağımızı, kim tarafından şiddete uğrayacağımızı düşünmek istemiyoruz. Sağlıklı eğitim ve güvenli okul, eğitim emekçileri için de öğrencilerimiz için de bir haktır, bu haktan vazgeçmeyeceğiz. Kendi lükslerini “itibardan tasarruf olmaz” tekerlemesiyle örtmeye çalışanlara, bir ülke için okulların pislik içinde olmasından, 3. sayfa haberlerinin rutin mekânları haline gelmesinden daha büyük bir itibarsızlık olmayacağını hatırlatıyoruz. Burada, kamuoyu önünde Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’e sesleniyoruz; Hamaseti bırakıp görevinizi yapın. Bilin ki bu konunun unutulmamasını sağlayacağız. Sadece yargı alanında değil, her alanda mücadelemizi sonuna dek sürdüreceğiz. Sağlıklı eğitim, güvenli okul haktır; Hakkımızı alacağız.” Herkes için eşit koşullarda sağlıklı bir eğitim istiyoruz CHP Konya Milletvekili Barış Bektaş burada yaptığı konuşmada herkes için eşit koşullarda sağlıklı bir eğitim istediklerini dile getirerek, “Sendikamızın buyurduğu üzere okullarda güvenlik yok, temizlik yok, personel yok, bir öğün dahi yemek yok, sabun yok, tuvalet kâğıdı yoktur. Ama Dış İşleri Bakanlığı itibardan tasarrufu olmaz diyerek 4 milyon TL’ye araçlarının lastiklerini yenilemiş; bütün okullar pislik içerisindeyken geleceğimiz olan çocuklar temiz tuvalete gidemezken, Diyanet İşleri Başkanlığımız da 6 milyon TL’ye tuvaletlerini yenilemiştir.  Anayasamız diyor ki Türkiye Cumhuriyeti demokrat, sosyal, laik bir hukuk devletidir diyor. Sosyal devlet hepimize ücretsiz eğitimi şart koşuyor. Ancak gelinen noktada parası olanlar kendisini kurtarıyor ama fakir fukaranın, garip gurebanın çocukları ne yapsın. İşçi çocukları ne yapsın, memur çocukları ne yapsın? Bunların temiz suya ulaşımı, temiz tuvalete ulaşımı, protein ihtiyacı için okullarda bir kap yemeğe ulaşımı ne olacak? Beyefendilerin itibarı kadar önemli değil mi, her fırsatta milliyetçilikten ve millilikten bahseden beyefendiler, kendi itibarlarını bu ülkenin geleceğinin önüne koymuş durumdalar. Biz herkes için eşit koşullarda sağlıklı bir eğitim istiyoruz. Okullarımızda artık temizlik velilerin sırtına yıkılmış durumda, beşli çeteye para aktaracağınıza fakir fukara istihdam edilsin ama öyle ayda 8000 TL’ye değil, en az asgari ücretle insanlarımız istihdam edilsin. Gelecek nesillerimizi uyuşturucu tacirlerinden, suç örgütlerinden koruyalım. Her okulda bir tane güvenlik görevlisi bu devletin sırtına yük değildir.  125.000 tane lüks makam aracı bu devletin bu milletin sırtına yüklenmiştir. Acilen geleceğimizi karartan bu yaklaşımdan uzaklaşıp, okullarımıza güvenli temiz ve yaşanabilir örnek yerler ve binalar haline getirme çağrımızı buradan bir kez daha yeniliyoruz” diye konuştu.
Eğitim-İş Konya Şube Başkanı Bahattin Ertuğrul düzenlediği basın açıklamasında, Sağlıklı Eğitim, Güvenli okul istiyoruz derken, CHP Konya Milletvekili Barış Bektaş’ta Herkes için eşit koşullarda sağlıklı bir eğitim istiyoruz diye konuştu.

Gedavat Parkında yapılan basın açıklamasına Eğitim-İş Konya Şube Başkanı Bahattin Ertuğrul, yönetim kurulu, sendika üyeleri, CHP Konya Milletvekili Barış Bektaş, İl yönetim kurulu Üyeleri, Selçuklu İlçe Başkanı Ali Naci Çobanoğlu, Meram İlçe Başkanı Ahmet Yiğit, ADD Konya Şubesi ve TKP Konya il yöneticileri katıldı.

Basın açıklamasında eğitim sisteminin alarm verdiğini dile getiren Bahattin Ertuğrul, “Eğitim sistemimiz, iktidarın yanlış politikaları ve Millî Eğitim Bakanlığı’nın ihmalkâr tutumu nedeniyle alarm vermektedir. 19,9 milyon öğrencinin eğitim öğretim yılına başladığı bu dönemde, okullarımızda temizlik ve güvenlik personeli eksiklikleri hem eğitimin niteliğini hem de çocuklarımızın sağlığını ciddi şekilde tehdit etmektedir. Eğitimde tasarruf olmaz! Çocuklarımızın geleceği, sağlığı ve güvenliği siyasi hesaplara kurban edilemez! Eğitim-İş olarak, okullarda gerekli hijyenin sağlanması, temizlik sorunlarının giderilmesi, okulların daha güvenli olması, iş gücü uyum protokolünün iptal edilmesi, temizlik ve güvenlik personeli ihtiyacının kalıcı kadrolu personelle sağlanması için eğitim emekçileri, demokratik kitle örgütleri ve velilerimizle birlikte tüm Türkiye'de alanlardayız. Aydınlık yarınlarımızın güvencesi çocuklarımızın yetiştirildiği okullar tam anlamıyla kaderine terk edilmiş durumda. Eğitim-İş olarak yıllardır okulların temizlik ve güvenlik ihtiyaçlarının giderilmesi için işinin uzmanı insanların kadrolu biçimde istihdam edilmesi gerektiğinin altını çiziyoruz.  Özellikle pandemi sürecinde okulların hijyenik olmasının önemi herkesçe kavranmış olmasına rağmen ve okullarımızda artan şiddet olayları koca bir tehlike olarak gözümüzün önünde büyürken Millî Eğitim Bakanlığı bu sorunlar karşısında bugüne dek bir çözüm iradesi göstermemiştir. Bugün ise sorunu daha da beter hale getirmeyi seçmiştir. 29 Ağustos 2024 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan İşgücü Programlarının Yürütülmesine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik, kamu kurumlarında kalıcı istihdam yerine geçici ve düşük ücretli sömürünün önünü açmıştır. Bu yönetmeliğe göre haftanın 3 günü 8 bin 447 TL’ye çalıştırılacak kişilerle okulların ne güvenliği ne temizliği sağlanabilir, üstelik bu asla kabul edilemeyecek bir emek sömürüsüdür” dedi.

Asgari ücret, açlık sınırı ve enflasyon oranın altında kaldı

Bahattin Ertuğrul asgarin ücretin açlık sınırı ve enflasyon oranın altında kaldığına dikkat çekerek, “Asgari ücretin açlık sınırının ve resmi enflasyon oranının bile altında kaldığı bir ülkede, bizzat devleti yönetenlerin herhangi bir iş için asgari ücretin altında bir ücret teklif etmesi utanç vericidir ve hukuksuzdur. Üstelik MEB tarafından cazipmiş gibi ambalajlanan bu sistemin işsiz yurttaşlar tarafından dahi ne kadar kabul edilemez bulunduğu sendikamıza yurdun dört bir yanından gelen telefonlarla ispat bulmuştur. Hemen her ilden birçok okul yöneticisi, bu koşullarda çalışacak insan bulamadıklarını, gelenlerin de okulları ve şartları görüp bir daha dönmemek üzere okuldan çıktığını anlatıyor. Yani okulların sabun, tuvalet kâğıdı gibi hayati ihtiyaçlarını bile gideremeyip bu ihtiyaçları velilerin sırtına yükleyen Bakanlık, artık okulların temizliğinden tamamen elini çekmiştir.

Eğitim-İş olarak Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin hakkında görevi ihmalden suç duyurusunda bulunduk. Dün bu konuda farkındalık yaratmak, kamuoyunu bilgilendirmek için sosyal medyada seferberlik başlattık. Bugün okullarımıza “sağlıklı eğitim, güvenli okul” kokartlarıyla giderek işyerlerimizi eylem alanımız yaptık. Şimdi de Türkiye’nin her ilindeki meydanlardan sesleniyoruz: Savaşlarda bile hedef alınmayan, dünyanın en güvenli binaları olması gereken devlet okullarının pisliğe ve dış tehditlere terk edilmesini kabul etmiyoruz. Okula gelirken hangi hastalığı kapacağımızı, kim tarafından şiddete uğrayacağımızı düşünmek istemiyoruz. Sağlıklı eğitim ve güvenli okul, eğitim emekçileri için de öğrencilerimiz için de bir haktır, bu haktan vazgeçmeyeceğiz. Kendi lükslerini “itibardan tasarruf olmaz” tekerlemesiyle örtmeye çalışanlara, bir ülke için okulların pislik içinde olmasından, 3. sayfa haberlerinin rutin mekânları haline gelmesinden daha büyük bir itibarsızlık olmayacağını hatırlatıyoruz. Burada, kamuoyu önünde Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’e sesleniyoruz; Hamaseti bırakıp görevinizi yapın. Bilin ki bu konunun unutulmamasını sağlayacağız. Sadece yargı alanında değil, her alanda mücadelemizi sonuna dek sürdüreceğiz. Sağlıklı eğitim, güvenli okul haktır; Hakkımızı alacağız.”

Herkes için eşit koşullarda sağlıklı bir eğitim istiyoruz

CHP Konya Milletvekili Barış Bektaş burada yaptığı konuşmada herkes için eşit koşullarda sağlıklı bir eğitim istediklerini dile getirerek, “Sendikamızın buyurduğu üzere okullarda güvenlik yok, temizlik yok, personel yok, bir öğün dahi yemek yok, sabun yok, tuvalet kâğıdı yoktur. Ama Dış İşleri Bakanlığı itibardan tasarrufu olmaz diyerek 4 milyon TL’ye araçlarının lastiklerini yenilemiş; bütün okullar pislik içerisindeyken geleceğimiz olan çocuklar temiz tuvalete gidemezken, Diyanet İşleri Başkanlığımız da 6 milyon TL’ye tuvaletlerini yenilemiştir.  Anayasamız diyor ki Türkiye Cumhuriyeti demokrat, sosyal, laik bir hukuk devletidir diyor. Sosyal devlet hepimize ücretsiz eğitimi şart koşuyor. Ancak gelinen noktada parası olanlar kendisini kurtarıyor ama fakir fukaranın, garip gurebanın çocukları ne yapsın. İşçi çocukları ne yapsın, memur çocukları ne yapsın? Bunların temiz suya ulaşımı, temiz tuvalete ulaşımı, protein ihtiyacı için okullarda bir kap yemeğe ulaşımı ne olacak? Beyefendilerin itibarı kadar önemli değil mi, her fırsatta milliyetçilikten ve millilikten bahseden beyefendiler, kendi itibarlarını bu ülkenin geleceğinin önüne koymuş durumdalar. Biz herkes için eşit koşullarda sağlıklı bir eğitim istiyoruz. Okullarımızda artık temizlik velilerin sırtına yıkılmış durumda, beşli çeteye para aktaracağınıza fakir fukara istihdam edilsin ama öyle ayda 8000 TL’ye değil, en az asgari ücretle insanlarımız istihdam edilsin. Gelecek nesillerimizi uyuşturucu tacirlerinden, suç örgütlerinden koruyalım. Her okulda bir tane güvenlik görevlisi bu devletin sırtına yük değildir.  125.000 tane lüks makam aracı bu devletin bu milletin sırtına yüklenmiştir. Acilen geleceğimizi karartan bu yaklaşımdan uzaklaşıp, okullarımıza güvenli temiz ve yaşanabilir örnek yerler ve binalar haline getirme çağrımızı buradan bir kez daha yeniliyoruz” diye konuştu.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve seydisehirgundem.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.