Tarihi miras deve taşı hikayesi
Tarihi miras deve taşı hikayesi
Unutulmayan Seydişehir yöresine has efsane mizahi söylemle nesilden nesile devam ediyor.
Abdülkerim b. Şehy Musa’nın 1554 yılında kaleme aldığı makalat-ı Seyyid Harun adlı eserde Seyyid Harun Velinin bindiği ve at gibi yürüyen ‘Devetaşı’ tarihi ve manevi bir öneme sahip bir objedir.
Seydişehir sembolü olan bu taş ne yazık ki belediyenin sebeltaş çöplüğündeki moloz yığınları arasında kaybolup gitti.
Makalata göre deve taşı efsanesi şu şekilde;
Ilgın’a bağlı Mahmut Hisar köyünde tekkesi bulunan Didiği Sultana müritleri,
‘Velvelit iline (bugünkü Seydişehir) bir evliya gelmiş taşı koyun gibi sürer, Allahın yardımıyla deveyi de taş edermiş. Daha nice kerametleri görünmüş Acem’den gelmiş’ derler.
Didiği Sultan’ı da öyleyse onu ziyaret etmemiz gerekir gidelim der. Yanına bir iki devrîsi alıp yola çıktı. Çiğil dağına geldiklerinde bir ayı gördüler. Dervişler, Sultanım sen bir evliyaya gidiyorsun. Şu ayıya binip gitsen dediler. Didiği Sultanı getirin bineyim dedi. Sultan ayı üzerinde dervişleri arkasında yola koyuldular.
Seyyid Harun 2 mil yaklaştıklarında bu gelenler kendisine malum oldu. Müritlerine Didiği sultanı bir ayıya binmiş geliyor. Gelin bizde karşılayalım.
Seyyid Harun’un müritleri o bir ayıya binip keramet gösterdi. Sizde bir keramet göstersen de kâfirler imana gelse. Bunun üzerine Sultan Harun Ya Allah şu taşı getirin dedi. Hemen taşa bindi. Halk kendinden geçti. Arkasına düşüp gittiler. Ilıca yanına vardıklarında Didiği Sultanın ayıya binip geldiğini gördüler. Didiği Sultanının ardından gelenler de Seyyid Harun’un taşa bindiğini görünce şaşırdılar.
Didiği Sultanı ‘ Biz canlıya bindik bu cansıza’ dedi.
Seyyid Harun taştan, Didiği Sultanı da ayıdan indi ikisi ileri yürüdü ve görüştüler. Bu durumu gören kâfirler imana gelirken, inananların imanı da daha da arttı.
Öğle namazı vakti Seyyid Harun Didiği Sultana cemaatle öğle namazını kılalım dedi. Abdest almak için orada su bulamadılar. Harun Sultan, Didiği sultana su çıkarsanız dedi. Didiği Sultanı hemen asasını yere vurdu. Allah’ın emri ile hemen pınar çıktı. O pınara şimdi Didiği Sultan Pınarı derler.
O pınardan abdest aldılar. Sultan Harun, Didiği Sultanına siz imam olun dedi. Didiği Sultan Ben ümmiyim (okuryazar değilim) zahiri âlimleri bilmem siz kıldırsanız dedi. Seyyid Harun imam olup öğle namazını kıldırdıktan sonra beraber yürüyerek şehre girdiler. Ayı dağa gitti. Taş ise orada kaldı. Ona şimdi deve taşı derler. (Bugünkü Eti lojmanları içerindeydi o taş)
ETİ LOJMANLARIN İÇİNDEKİ YILLARDAN
ETİ LOJMANLARDAKİ GÜNLERDEN
Yukarıda menkıbesi anlatılan Deve taşı yakın zamana kadar Ilıcanın doğusunda Eti lojmanları içerisinde yer alan yüzme havuzunun bahçesindeydi. Bu taş dönemin Seydişehir belediye başkanı Muammer Urhan tarafından Seyyid Harun camiinin önüne getirilir. Daha sonra halk bu taşa kutsiyet yükleyip etrafında mum yakmaya ve taşa çaput bağlamaya başlar. Bunun üzerine deve taşı aynı belediye başkanı tarafından Sebeltaş bahçesinin çöplüğüne özensiz bırakılır. Bu hadiseden sonra belediye başkanları ve sebeltaş çalışanları ve yöneticileri değişir bu sürede moloz yığınları arasında kaderine terk edilen deve taşı yetkililer tarafından unutulur.
Seydişehir’in bu efsanesi eski getirilen yere bırakılması gerekirken çöplüğe atılması büyük saygısızlık olmuştur. Seyyhid Harun’un yeğeni tarafından Makalat-ı yer alınan bu hikâye nesilden nesile sürüp gelir.
SEBELTAŞ ÇÖPLÜĞÜNE ATILAN HALİ
SEBALTAŞ ÇÖPLÜĞÜNDE TOPRAĞA KARIŞIP GİTTİ..
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.