reklam
whatsapp

Yüzyılların tanığı çınar ağaçları nelere tanıklık ettiler kim bilir?

SİVİL TOPLUM (SG) - Seydişehir Gündem | 13.02.2025 - 02:51, Güncelleme: 13.02.2025 - 02:51
 

Yüzyılların tanığı çınar ağaçları nelere tanıklık ettiler kim bilir?

Günümüz insanının aç gözlülüğü, savunmasız doğanın çınar ağaçları neler yaşadığını nelere tanıklık ettiler kim bilir.
Seydişehir’in muhtelif mahallelerinde had da Torosların zirvelerinde yer alırlar. İnsan oğlunun hışmından kendilerini kurtarabilirlerse 1000 yıllara uzanan yaşamları olur.  Ben yıllardır sessizlerin sesi, dilsizlerin dili oldum. Doğa katliamcılarını basında hep dile getirdim. Anıt ağaçlarımız vardır. Kimisi 700 kimisi de 1000 yılları aşan yaştalardır. Genelde şehrin kenar mahallelerinde ve bağ arasında koruma altındadır. Neler yaşamış, neleri yaşayamamışlardı? Onlar kayıp zamanın çınarlarıydı. Sanki elleri bağlı, dilleri yabancıydı. Hangi dilde konuşur hangi kalemle yazarlardı ki. Anlayanlar için rüzgâr diliyle konuşup, doğa diliyle yazarlardı! Tarihin hangi dönemini anlatırlardı? Bin küsur yılın tanıkları koca çınarlar Kış soğuğunda donup, yaz sıcağında kavrulup yok olmadılar; direnip bugüne geldiler. Yalnızlıklarını rüzgârlara, Acılarını dağlara verdiler. Gözyaşları dere oldu, sevinçleri çiçeklere doldu. Tek başlarına hür kalıp ormanlar olup gürlediler. Bulutlara özenip yükseldiler. Yıldırımların acısı, yangınların sancısı, insanların balta korkusuyla geçti yüz yılları. Şimdi onlar yakın dağların doruklarında az kalmış sayıları, onurlu duruşları ve korkusuz yalnızlıklarını yaşıyorlar. El ele, kol kola, omuz omuza ağaçlar ayakta ölür dercesine, Zamandan öğrendiklerini bugüne gönderircesine zirvelerden kısık gözlerle bakıyorlar bize. Anlaşılır bir telaşları kaygıları var. Acıklı türkülerini söylerler. Duyup anlayana, sevip sarmalayana!
Günümüz insanının aç gözlülüğü, savunmasız doğanın çınar ağaçları neler yaşadığını nelere tanıklık ettiler kim bilir.

Seydişehir’in muhtelif mahallelerinde had da Torosların zirvelerinde yer alırlar. İnsan oğlunun hışmından kendilerini kurtarabilirlerse 1000 yıllara uzanan yaşamları olur.  Ben yıllardır sessizlerin sesi, dilsizlerin dili oldum. Doğa katliamcılarını basında hep dile getirdim.

Anıt ağaçlarımız vardır. Kimisi 700 kimisi de 1000 yılları aşan yaştalardır. Genelde şehrin kenar mahallelerinde ve bağ arasında koruma altındadır.

Neler yaşamış, neleri yaşayamamışlardı? Onlar kayıp zamanın çınarlarıydı. Sanki elleri bağlı, dilleri yabancıydı. Hangi dilde konuşur hangi kalemle yazarlardı ki.
Anlayanlar için rüzgâr diliyle konuşup, doğa diliyle yazarlardı! Tarihin hangi dönemini anlatırlardı?
Bin küsur yılın tanıkları koca çınarlar Kış soğuğunda donup, yaz sıcağında kavrulup yok olmadılar; direnip bugüne geldiler. Yalnızlıklarını rüzgârlara, Acılarını dağlara verdiler. Gözyaşları dere oldu, sevinçleri çiçeklere doldu. Tek başlarına hür kalıp ormanlar olup gürlediler. Bulutlara özenip yükseldiler. Yıldırımların acısı, yangınların sancısı, insanların balta korkusuyla geçti yüz yılları.

Şimdi onlar yakın dağların doruklarında az kalmış sayıları, onurlu duruşları ve korkusuz yalnızlıklarını yaşıyorlar. El ele, kol kola, omuz omuza ağaçlar ayakta ölür dercesine, Zamandan öğrendiklerini bugüne gönderircesine zirvelerden kısık gözlerle bakıyorlar bize. Anlaşılır bir telaşları kaygıları var. Acıklı türkülerini söylerler. Duyup anlayana, sevip sarmalayana!

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve seydisehirgundem.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.